15 Şubat 2015 Pazar

Pazar Akşamı

Kadın Cinayetleri ;

Olaylar önümüze geldiğinde sanki hiç böyle şeyler olmazmış ve şimdi ilk defa olmuş gibi bir sahte şok yaşıyoruz.Hemen ardından unutup geçiyoruz ve günlük hayatın hay huyuna dalıp gidiyoruz. Taki bir yeni  rezillik ortaya çıkana kadar uykuya devam ediliyor.İşin tuhafı bir öncekini hatta ondan da öncekini düşünüp nedenini sorgulamadığımız ve suçluyu suçuyla ele almayışımız yüzünden; kafamızda yerleşik olmayan doğruların bizi bir metamorfoza götürmesine izin veriyoruz. Yok! Gerçekten kafamızda bir asal doğru kavramı yok bizim. Herkes in doğrusu var, ama toplumun doğruları ile çakışmayan bireysel bencil doğrular bunlar.Bir yanlış karşısında ortak bir doğruda buluşamıyoruz.Bakın ne acı değil mi? Burada dahi ayrışmış bir toplum haline gelmiş durumdayız.

Bu topraklar ilk kez görmedi kadın cinayetini, tecavüzü, hunharca yok etme isterisini ilk kez görmüyor.Kan davaları sonrasında ortaya çıkan aşk hikayelerinde kendi kızlarını kardeşlerine vurduran, analarına fare zehri ile kızlarını katlettiren, küçük kardeşlere iplerini tutturup hayvan ağılında kızlarını intihara zorlayan, yüksek yarlardan aşağıya itilerek intihar süsü verilen kadın cinayetleri ilk kez görülmüyor bu topraklarda.Bir de üstüne üstlük; suçlar hafifletici sebepler ile ört bas edildi hakimlerce.İşte böyle bir geçmişten geliyor bu soysuz suç kültürümüz.

Gelmez olası son iktidar döneminde ise hukuk; iktidar olmuşların üstünde olamaz kavramı bu az gelişmiş gizli feodal yapının önünde bir kin kusma yolu açtı.Çünkü iktidar kendisi hukuku işlevsiz kılarak halkın da ondan çekinmesine gerek olmadığına inandırdı insanlarımızı.Suç ancak iktidar olmayanlar, zayıf olanlar ve öteki olanlar için bir karşılık bulur bizim hukuk sistemimizde.Kısacası iktidarda isen, muhafazakar isen, sistemden yana isen senin hukuktan korkacak hiçbir şeyin olamaz.Çünkü sana yaşamına devam edebileceğin bir çözüm mutlaka bulunur.

Bir insan tek bir kurşunla ölebilir, bir bıçak darbesi hayata son verebilir.Ama biz de öyle olmaz kadın cinayetleri.Tecavüz edilir defalarca bıçaklanır, elleri bileklerinden kesilir parmak izi bulunmasın tanınmasın diye.Ağır daya ve kötekten sonra yakılır.Tecavüz yoksa bilin ki kadın  katilin ya eski karısı yada kız kardeşidir.Ama bu bile öldürme isterisine mani olmaz ve öz evladı anasını kız kardeşini katleder.

İnsan boşandığı eşinin namusundan sorumlu olabilir mi? Olur elbet bu topraklarda boşayan taraf kendisi dahi olsa eski eşin evlenmesine, arkadaşı olmasına tahammül olmaz. Katledilmeli cezası verilmeli ki adam olan adamın namusu kirlenmiş olmasın.Sonra ne ki kadın bu topraklarda ana olana kadar aşık, ana olunca çocuk bakıcısı, çocuklar büyüdükten sonra da evdeki hamal. Allah aşkına bu değil mi gerçek?

Şimdi biz neyi ne kadar düzelte bileceğiz? Aslını astarını soruşturmadan, devletin gücünü çalışır hale getirmeden adına Aile Bakanlığı denen devlet kurumunu işlevine kavuşturmadan nasıl çözeceğiz.İşte tüm potansiyel suçlular da bunu tam olarak böylece bildiklerinden ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar.Ne oldu? Şu Amerikalı kızın katiline ne oldu.İçeride hangi şartlarda yaşıyor biliyor musunuz?O adam zaten evsiz, siz ona kapalı bir mekan ve üç öğünde yemek veriyorsunuz, sıcağı soğuğu görmüyor.Kısacası adam göreceli olarak konfora bile erişti diyebilir miyiz?İşte sonuç bu .Tam da bu nedenden kadın cinayetleri bitmez.Başına bu fenalık gelmiş tüm kadınların karşısında suçluyuz çünkü susarak, takipsiz bırakarak suça ortak olmuş durumdayız.Hastalık bu; topluma karşı sorumluluk duymamak, devleti izleyip takip etmemek bir çeşit toplumsal tembellik hastalığı.