10 Şubat 2013 Pazar

Sabahattin Ali ve Anımsattıkları.

Irkçı Türkçülüğün en önemli figürü Hüseyin Nihal Atsız tarafından yayınlanan ''Atsız Mecmuasında'' birçok entelektüel gibi Sabahattin Ali'de yazmaktaydı. Atsızın ileri seviyedeki ırkçı yaklaşımlarına karşı çıkan ve bu fikrini alenen dillendirmeye başlayan Ali; gerek Atsızın adı ile basılan dergisinden gerekse kendisinden uzaklaştı.

Bu arada aşırı görüşleri nedeni ile hükumetçe bulunduğu görevlerden uzaklaştırılan Atsız, Sabahattin Ali'ye yazılı basında ve muhtelif toplantılarda son derece kaba ve aydın ahlakından uzak bir biçimde gitmeye başlamıştı.Hatta ''İçimizdeki Şeytan'' adlı romanında ırkçı-Turancıları eleştiren Sabahattin Ali'yi daha çok yıpratmak adına ''İçimizdeki Şeytanlar'' adlı birde broşür kaleme aldı.Bu broşürde Sabahattin Ali'ye ''Kirye Sabahattinaki, Yoldaş Sabahattin Aliyef gibi sıfatlar ile hitap ederek,'' Sen , kanı bozuk Oflu Rum dönmesi ve Marks'ın fikri veledisin'' diye seslenmişti.

Söz konusu saldırılar uzunca bir müddet devam ettikten sonra Ali ile birlikte Pertev Nail Boratav, Sadrettin Celal Antel ve Ahmet Cevat Emre'yi 'vatan haini koministler' olarak suçladı. Bununlada yetinmeyen Atsız dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'i de çok sert ve haksız eleştirmeye yeltenince Robert Kolej'deki görevine son verildi.

Sabahattin Ali tarafından Nihal Atsız'a bir hakaret davası açılınca işler çığırından çıkmaya başladı ve Ali için sonun başlangıcı bu girişim oldu.Davayı '' Vatan severler ile hainlerin savaşı'' olarak niteleyen Atsız çevresinde oluşan vatansever gençleri kışkırtarak; onları filen Sabahattin Ali'nin üzerine yönlendirdi.Bu gençlerden birisi olan Osman Yüksel Serdengeçti Ali'ye fiziksel saldırıda bulundu.Dava mahkeme hzurunda görülürken dahi tamaşa ve gösterilerle Sabahattin Ali'nin konuşmaları ve açıklamaları sürekli kesildi ve mahkeme heyetinin konuyu algılamasına mani olundu.Olaylar Sabahattin Ali'nin kitaplarının Ankara-Ulus'da yakılmasına kadar gitti.

Olaylar bu hızla ilerliyor yürümekte olan II.Dünya Savaşı ve Almanya'nın durumu ile orada gelişen ve iktidarı ele geçiren Nasyonel Sosyalist partinin fikir ve eylemleri Turancıları ciddi ölçüde etki altına alıyor ve Nihal Atsız'da bu verimli zemini kendi düşüncelerini yaymak ve geliştirmek yolunda sonderece iyi kullanıyordu.Ancak Sovyet Rusya'nın savaşı kendi lehine çevirmesi ve Hitlerin savaşı ve iktidarı kaybetmesi sürecinin başlaması ile Türkiye'deki hükümet rüzgara uyarak tam zıttı bir yöne dönüp Atsız ve arkadaşlarını Turancılar Davası ile yargılamaya başladılar.Ortaya bir çok karışık ilişki çıktı.Yurt dışı ve yut içinden birçok destekçi ve menfaat karın olaylarda yer aldığı anlaşıldı.

Bu hassas dönemin sonunda Sabahattin Ali halen açıklanamayan bir biçim de sadece katilinin şaibeli olarak ortaya çıktığı bir cinayete kurban gitmiştir.O dönemde şiddete başvuran bu Turancı taraftarlar daha sonra Alparslan Türkeş'in çevresinde yeni bir milliyetçi parti oluşturarak yollarına devam etmişler ve yıllarca şaibeli cinayet ve ilişkilerden dolayı suçlanmışlardır.Bu hoşgörüsüz fikriyat kültürü günümüze kadar yine aynı siyasal düşüncenin mensuplarınca taşınmış ve demokrasinin temel özelliklerinden olan münazara etme ve uzlaşma kültürü ülkemizde yerleşememiştir.

Son yıllarda yürüyen birçok dava geçmişe bakıldığında benzer bir çizgide yürümekte, hukuk ve demokrasi açısından çağdaş olamayacak kötü sonuçların yaşanmasına neden olmaktadır.Tıpkı Sabahattin Ali gibi günümüzde ve yakın geçmişte birçok aydın ülkesine en çok katkısı olacağı dönemde yaşamdan koparılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder