1 Aralık 2019 Pazar

Annemin Rüyası;
Hatırlaya bildiğim en uzak zaman dilimini anımsamaya çalıştım.Çocukluğumun geçtiği Ankarayı Hacı Bayramı ve Ulus'u hatırladım.Caminin bulunduğu meydana bakan iki katlı ahşap bağdadi ev sislerin ardından ortaya çıkmaya başladı yavaş yavaş.Bu iki katlı evin üst katında karşılıklı iki daire vardı.Birinde biz diğerinde ise amcam ile ailesi  oturmaktaydı.
Kendi evimizin arka bahçeye bakan ve merdivenle komşu odası benim odamdı.Karşımda ablacığımın yatağı vardı.Ben ise krom korkuluklu bir çocuk yatağını kullanıyordum.Bu birliktelik çok uzun yıllar devam etti ta ki ortaokul yıllarına kadar.Ondan sonra odalarımız ayrıldı.
Her nedense bilemiyorum annemi ilk o karyolanın başında bana bakarken anımsıyorum.Siyah saçları topuz modelli ve kolsuz bluz ve eteği ile karşımdaydı.Daha küçük olmalıyım ki o yataktan inmeme izin verilmiyor ve o zaman zaman benim yanıma gelip gidiyor diye aklımda kalmış.İşte annemin hafızamdaki ilk izi bu sahne.
Üzerinden ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama artık birlikte Ulus haline ve Ulusta halin karşı köşesinde yer alan Migros mağazasında alış veriş yaptığımız hatırlıyorum.Balıkçılar holü ile et aldığımız kasaplar çarşısı en zengin ve renkli fotoğraf hafızamda.
Pazar Günü Telaşı
Her nasılsa bir gün önceden bir telefon gelir ve size bir bildirimde bulunurlar."Pazar Günü size gelmek istiyoruz" Bunu kahvaltıya,  akşamüstü çayı  yada uzun akşam yemeği sıfatı ile destekleyerek devam eden konuşma doğal olarak da sizin keyfinize kaçırmış olur.Öyle ya pazar dediğin tatil olur misafir ağırlama değil.

Yeni Bir Yıl

O kadar sıkıntılı geçen yılın son gününde  süpriz ile karşı karşıyayız. Gün sonu yağan kar bütün bir yılın uzuntulerini silip geçmişin çöplüğüne gonderiverdi.Ne gam değil mi?Yaşanan her şey sanki yok hükmünde. Kayıplar,  başarısızlıklar ve hatalar;  hepsi yaşandı ve bitti.
Aslında her yeni yılda umut, beklentiler ve yeni temenniler içerisinde girmenize karşın yıl pekte öyle umdugumuz gibi gecmez.İşler yolunda gitmez, çocukların okulları sorun yaratır,  sağlık korkulara  neden olur.Kısacası olması gerekenlerin hiç biri yerine gelmezken beklenmedik , umulmadık ne varsa yaşanır.

Yazmaya Başlamak

Yazmak istemekle yazmak arasında ki fark, usdakilerin düzene girip girmediği ile ilişkilidir. Çok istediğiniz halde yazamıyorsanız aslında hiç not tutmamış ve bir çok şey hakkında kayde değer bir kafa yorgunluğu yaşamamış olmanızdandır.Yani demem o ki hayataı akışına göre yaşayan ve olan bitene ilgi gösterip üzerinde düşünmeyen, usunda tartışmayan insanın işi değildir yazmak. Yazmak ciddiyet isteyen bir yaşamsal olgudur ve sorumluluk ister. Ağzınıdan çıkan sözcükler gibi değildir kaleminizden çıkan cümleler. İşte bu sorumşluluğu gissetmek sizi zihnen yoruyorsa zaten yazamayacaksınızdır muhtemelen!